Warning: Undefined array key 1 in /home/alakusak/public_html/wp-content/plugins/visitors-online/visitors-online.php on line 505

Warning: Undefined array key 2 in /home/alakusak/public_html/wp-content/plugins/visitors-online/visitors-online.php on line 505
KAYSERİNİN BAŞKENTİ TOMARZA – Kelgin & Alakuşak

KAYSERİNİN BAŞKENTİ TOMARZA

YAZARIMIZ ABDULLAH AYATA’NIN KALEMİNDEN. KAYSERİ’NİN BAŞKENTİ TOMARZA“Tomarza Kayseri’nin başkentidir.” Cümlesini okuduğunuzda bir çoğunuzun yüzünüzün gülümsediğini görür gibi oluyorum. Şaka yaptığımı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Oldukça ciddiyim ve bu konuda iddialıyım. “Sürekli göç vererek nüfusunun yüzde seksenini ülkenin çeşitli şehirlerine, dünyanın uzak ülkelerine dağıtmış, arazisi kıraç, verimsiz topraklarında kısıtlı bitkilerin aşırı emekle yetişebildiği, düzenli mahalleleri, ormanları, çağlayanları, denizi, sahili, gölleri, modern bağları, bahçeleri olmayan, iklimi sert, Erciyes ile Toros Dağları arasındaki boz topraklar üzerine yayılmış, albenisi düşük, şehirle olan karayolu bağlantısından başka ulaşımı olmayan, sanayisi gelişmemiş, kıyıda köşede kalmış bir kasaba görünümündeki bu ilçe nasıl Kayseri’nin en önemli yerleşim yeri olabilir? Hatta başkent denilecek kadar abartılı bir vasfa kavuşabilir?” Düşüncelerinin oluşturduğu soru işaretleri zihninizde koyulaşabilir. Haklısınız. Lakin çoğunluğumuz nesnelerin, oluşumların, doğal görünüme soyut, çıplak gözle baktığımızdan böyle bir fikre kapılmaktayız.Oysa yürek gözüyle baktığımızda kesinlikle fikrimiz değişecektir. İnsan denilen canlı varlık yaratılmışların en değerlisi değil mi? Öyleyse, bir muhiti, yerleşim yerini değerli kılan vasıfların, üzerinde yaşayan insanların devlete, millete, kültüre, ekonomiye, insanlığa katkılarıyla ölçülmesi gerekmez mi? Tomarza insanının en önemli özelliği; ilçe toprakları üzerine gerilmiş olan iki kat kutsal ışık huzmesi altında toplanmış olmasıdır. Bunlardan birisi milliyet ((Türklük), diğeri mensubiyet (inanç, İslamiyet) olgusudur. Bu sebepten, Cücün’den Dadaloğlu’na, Kızılören’den İmamkullu’ya kadar hiçbir yerleşim yerinde Avşar, Türkmen, Muhacir, Göçmen, Alevi, Sünni ayrımı yapılmaz. Önemli olan Tomarzalı olmaktır. Böylece herkesin uyum sağladığı tasvip ettiği ortak bir kültür oluşmuştur. Bu ortak kültürün en önemli ögeleri, saygı, hoşgörü, inanç, dürüstlük ve muhite bağlılıktır.Tomarza insanı şakacı ve esprilidir. Zaten zamanın Osmanlı sarayının nüktedan, açık sözlü insanı İncili Çavuş Tomarzalıdır. Onun bu özelliklerini Pusatlılı Lütfi Ağa, Culhalı İsmail, Kanberin Çavuş, Berber Zekeriye Usta, Zelfinli Mustafa, Bostanlıklı Rahmi gibi hemşerileri örneğinde olduğu gibi torunları devam ettirmektedir. Son dönem Osmanlı devlet adamlarından Ahmet Paşa da Tomarzalıdır. Müderris İbiş Hoca, Hatip Hoca, Kesirli Yusuf Efendi gibi alimler muhitin ilim ve bilim insanlarıdır. Kayseri Sümer Bez Fabrikasının kuruluşuna vesile olan maceracı Deli Ahmet, Almanya’da ilk defa mülk sahibi olarak ev satın alan Türk unvanına sahip olan Deli Mehmet bu coğrafyanın insanlarıdır. Şirazlı Ejder, İmamkululu Kazım, Kadırgalı Ali, Adana ‘da Deli oğlanın Hasan, Hollanda’da Zehir Abdo gibi fakiri fukarayı koruyup gözeten kabadayılar bu topraklarda doğmuş nadir insanlardır. İyi ve kötü yönleriyle, huyları ve karakterleriyle Aşığın Oğlu, Bökeli Haliibrahim isimli eşkıyalar Tomarzalıdır. Babasının öküzlerini satarak Urfa’ya gidip yarış atı alan zamanın en iyi cirit oyuncusu ve binicisi Şahan Mehmet Kızılörelidir. Türkiye’nin birinci lig takımlarında gururla futbol oynayan Göksel, Hasan, Memduh, Fransa liglerinde Bekir Tomarza toprağının uşaklarıdır. Ayrıca şu anda yaşadıkları Avrupa ülkelerinde Boks, King Boks gibi dallarında şampiyon olan Tomarza asıllı gençlerimiz bulunmaktadır.İlk Türk uçağı Hürkuş’un tasarımını çizip uçuran mühendis Mehmet, Kore ortaklığı ile yaptığımız otuz adet helikopterin elektronik donanımını yapan İlter, Rusya ve Ukrayna’da birçok uluslararası projeye imza atan Mimar Çağrı Tomarza muhitinin onurlu gençleridir.Hristiyanlığın önemli mezheplerinden olan Grogeryan Mezhebinin doğuş efsanesi Tomarza’da geçmektedir. Bu sebepten bu mezhebe inananlar Tomarza’yı kutsal mekân olarak kabul etmektedirler. Ülke genelinde çeşitli üniversitelerde görev yapmış olan Tufan Gündüz, Yılmaz Özbay, Kemal Atik gibi saygın profesörler Memduh Yağmur benzeri senaristler, izlenme rekoru kıran dizilerden birinin başrol oyuncularından Murat Ünalmış, TRT Ankara radyosu müdürü Merdan Güven Tomarzalıdır. Halkın sevgilisi haline gelmiş mütevazi doktor Süleyman Duman bu toprakların ülkeye armağanıdır. Tarafsızlığıyla, dürüstlüğüyle dönemine damga vurmuş tarım bakanı Mehmet Yüceler ilçenin unutulmazları arasındadır. An itibarıyla legal her siyasi parti ve oluşumda üst düzeyde görev yapan birçok Tomarzalı saygın siyasetçi bulunmaktadır.Ülkenin en yetenekli ressamlarından Hasan Gürpınar adeta günümüzün Osman Hamdi’si, İbrahim Çallı’sı konumundadır. Ayrıca eski bir güreşçi, mükemmel bir heykeltıraş olarak saygın bir sanatçıdır. Raşit Güven ise kendi çabasıyla yeteneğini geliştirip renklere can veren başka bir ressamımızdır. Toklarlı Galip, Kemancı İsmail, Kümbetirli Deli Arzu, Kara Sultan, Zala Bacı Türk ağıt geleneğini devam ettiren nadir insanlardır.Ekmeğini helalinden kazanmak amacıyla mecburen muhiti terk ederek ülke ve dünya sathına yayılmış olan Tomarzalı birçok insan, dürüstlükleri, çalışkanlıkları ve vatanseverlikleri ile bulundukları yerlerin sevilen, güvenilen bireyleri haline dönüşmüşlerdir. Türkiye’nin ve dünyanın birçok yerinde fabrikaları olan, Anadolu Holding yönetim kurulu başkanı bir zamanlar İTO başkanlığını da yapmış olan Tuncay Özilhan Tomarza doğumludur. İstanbul’da iş hayatını sürdürmekte olan “ Yeni Ufuklar” isimli kurmuş olduğu yardımlaşma derneği aracılığı ile yılda 1200 öğrenciye burs veren saygın iş adamı İbrahim Sungur Tomarzalıdır. Genellikle nafakasını emeğiyle, bileğiyle kazanan bu müstesna insanlar inşaat sektöründe ön plana çıkmışlardır. An itibarı ile Kayseri’nin inşaat sektörünün en önde gelen müteahhitleri Tomarzalıdır. Ayrıca il ve ülke dışında birçok büyük projenin yüklenici firması haline çalışmalarını sürdürmektedirler. Tomarza’nı dışarıdaki insan, esnaf ve iş adamlarına kısa bir örnek verecek olursak; sadece Şıhbarak Köyünden Avrupa ülkelerinde 450, Konya’da 180, Antalya’da 120 ve Kırıkkale’de 90 hane yaşamaktadır. Aynı köyden, tamamı il dışında 9 adet müteahhit, 8 sarraf, 2 adet uluslararası nakliye şirketi, 2 pilot, 8 doktor, 3 mimar bulunmaktadır. Hepsinin köyleri ve Tomarza ile ilişkileri devam etmektedir. Zira Tomarzalılar doğduğu muhiti unutan insanı gönüllerinden silerler. Bu sebepten, Libya, Tunus, Malezya, Türkmenistan, Rusya gibi ülkelere iş için giderek evlenerek oralara yerleşen Tomarzalı gençlerin köyleriyle, yurtlarıyla bağları hiç kopmamıştır.Ailesi Tomarza kökenli olup, çocuklukları burada geçmeyen, başka illere yerleşmiş geçler atalarının kültürünü devam ettirebilmek, sorumluluklarını yerine getirebilmek, özlemlerini giderebilmek için kimisi şahsi gayreti, kimileri de yardımlaşma dernekleri vasıtasıyla ellerini hep ilçenin üzerinde tutmakta, maddi manevi yardım ve desteklerini sürdürmektedir. Adetabunu muhitlerine karşı görev, büyüklerinin hatırasına saygı olarak kabullenmektedirler. Reklamı, gösterişi sevmedikleri için mütevazi davranışlarıyla öyle fazla gündeme gelmek istememektedirler. İlçe ile İstanbul arasında gönül köprüsü kuran, beklentisiz vatan evlatları Tamer Çalışkan, İsmail Karaoğlu, Emrah Karayel, Kayseri’den Yakup Göktaş, İsmail Aksoy, Konya’dan Ali Ayata, Kırıkkale’den Mustafa Malbeleği, Almanya’dan Hasan Ünal, Belçika’dan Karabey Karaduman bu gençlerden sadece birkaçıdır. Kayseri’de yaşamakta olan Tomarzalı mütevazi bir iş adamı ağabeyimizin yılda 200 öğrenciye vermiş olduğu bursu sadece eşi ve kardeşleri bilmektedir.Eski dönemlerde Cücünlü Akkadın’ın Ahmet, Kelginli Kadir Karaoğlu, Şıhbaraklı Koca Ali, Culhalı Katıkçı, Keprinli Mustafa, Merkezde Helvacının Sami örneğinde olduğu gibi insanların haneleri ve sofraları herkese açıktı. Şimdilerde de onların oğulları, torunları aynı töreyi sürdürmektedirler. Zira onlar bilirler ki, “misafir on rızıkla gelir, birini yer, kalanını konuk olduğu evde bırakır.” Bu sebepten iyi niyetli her yabancı bacasında duman tüten, penceresinde ışığı yanan Tomarzalının hanesi nerede olursa olsun gönül rahatlığı ile kapısını çalıp Allah’ın vermiş olduğu hane nimetini birlikte paylaşabilir. İşte bu vasıf ve özelliklerinden dolayı Tomarza Kayseri’nin başkentidir.Şimdi, “memleketini amma da abartılı sözlerle anlatmış.” Diyeceksiniz. Aslında Tomarza memleket değildir. Memleket; yılda birkaç kez ürün alınabilen verimli arazileri, güzel görünümlü sahilleri, ormanları, düzenli bakımlı bahçeleri, mutedil iklimi ile insanların rahatça, kolayca yaşayabildikleri Çukurova, Ege sahilleri, Marmara kıyıları gibi yerlerdir. Tomarza ise vatandır, candır. Sevdadır, bağımlılıktır. Bütün bu özellikleri anlatan kitabın özet kısmının en çarpıcı yüklemidir. Bana göre memleket ile vatan ayrı kavramlardır. Bu yüzden Tomarzalılar memleket insanı değil vatan evlatlarıdır.Her ne kadar kış günlerinde güneş Tomarza tepelerinde üşüyüp ortaya çıktığına pişman olsa da insanlarını kalbi sıcaktır, sevecendir, samimidir, dürüsttür. Vadilerinde uzun boylu Anadolu yiğitleri görünümündeki kavaklar, kıraç yamaçlarında, tepelerinde çirkin dallı budaklı kayısılar, gri yapraklı dağ armutları, dikenli kuşburnu, karamık çalıları, kangallar, eğri meşe ağaçları boy gösterirler. Ancak sevgi gözüyle bakıldığında onların özelliklerini, güzelliklerini görmek mümkün olur. Buralarda begonya, orkide, zambak, kasımpatı, nilüfer gibi bakıma muhtaç nazlı çiçekler, hurma, portakal, turunç, incir, ıhlamur cinsinden sürekli ilgi isteyen ağaçlar yetişmez. İnsanları gibi dayanıklı, özverili, dirençli Allah’ın verdiği rızka razı olan kevenler, mevsimlik laleler, papatyalar toprakları üzerindeki yerlerini bulduklarına şükredeler. Yalı çapkını, kanarya, bülbül, ispinoz, papağan gibi nazlı, entel takımından kuşlar buralarda barınamazlar. Milli kuşu serçe, ev kuşu güvercin, yaban kuşu keklik, göçmen kuşu leylektir Tomarza’nın.Tomarzalılar kültürleri kendileriyle birebir örtüşen Develi ilçesiyle aralarında ayrım yapmazlar. Onları da kendilerinden sayarlar. Zaten 1953 yılına kadar oraya bağlı bir kasabaydı. Aslından bahsettiğim milli, manevi, kültürel değerler Anadolu insanının büyük çoğunluğunda bulunmaktadır. Elbette ki bu durumdaki tüm insanlara saygıları sonsuzdur. Lakin bizim gençlik yıllarımızda, “Yok aslında birbirimizden farkımız ama yine de biz OsmanlıBankasıyız.” Diye bir banka reklamı vardı. Her ne kadar üstün vasıfları dolayısıyla ülke insanlarımız çok kıymetli olsalar da “ Biz, ne de olsa yine de Tomarzalıyız.”Tomarza Haber Merkezi

error: Emeğe Saygılı Ol.